2 Eylül 2013 Pazartesi

2204 Sayılı İİK Madde 333/a TİCARİ İŞLETMEDE YÖNETİCİNİN SORUMLULUĞU İçtihat

T.C.

YARGITAY

16. HUKUK DAİRESİ

E. 2008/3443

K. 2009/1148

T. 2.3.2009

• TİCARİ İŞLETMEDE YÖNETİCİNİN SORUMLULUĞU ( Yönetici Sanıkların Alacaklıları Zarara Uğratmak Amacıyla Şirkete Ait Otobüsleri Sattığı - Eylemleri 2004 SK. Md. 331 Kapsamında Suç Oluşturduğundan Md. 333/a'nın Uygulanamayacağı )

• ALACAKLILARI ZARARA UĞRATMAK KASDIYLA MEVCUDU EKSİLTMEK ( Yönetici Sanıkların Alacaklıları Zarara Uğratmak Amacıyla Şirkete Ait Otobüsleri Sattığı - Eylemin 2004 SK. Md. 333/a Kapsamında Değil Md. 331 Kapsamında Değerlendirileceği )

• ŞİRKETE AİT OTOBÜSLERİN SATILMASI ( Yöneticiler Tarafından Haklarında İhtiyati Tedbir Kararı Bulunan Otobüslerin Satıldığı - Alacaklıları Zarara Uğratmak Amacıyla Mevcudu Eksiltme Suçunun Oluştuğu )

• DAVALARIN BİRLEŞTİRİLMESİ ( Müşteki Vekilinin Sanıklar Hakkında 2004 S.K. Md. 331'e Dayanarak Şikayette Bulunduğu - Daha Sonra Md. 333'e Dayanarak Aynı Konu Kapsamında Sanıklar Hakkında Şikayette Bulunduğu/Davaların Birleştirilip Birleştirilemeyeceğinin Tartışılacağı )

2004/m. 331, 333/a

ÖZET : Ticaret şirketlerinde hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olanlar, alacaklıları zarara uğratmak kastıyla ticari işletmenin borçlarını kısmen veya tamamen ödemeyerek alacaklıları zarara uğrattıkları takdirde, bu işlem ve eylemler başka bir suç oluşturmuyorsa, alacaklının şikayeti üzerine cezalandırılır. Anılan suçun oluşabilmesi için sanıkların işlem ve eylemlerinin başka suç oluşturmaması gerekir. Sanıkların alacaklıları zarara uğratmak amacıyla haklarında ihtiyati tedbir kararı verilen şirkete ait otobüsleri sattıkları anlaşılmaktadır. Sanıkların söz konusu eylemlerinin, alacaklıları zarara uğratmak amacıyla mevcudu eksiltme suçunu oluşturduğu dikkate alınmalıdır.
Sanıklar hakkında aynı iddialara dayanarak müşteki vekilinin alacaklıları zarara uğratmak amacıyla mevcudu eksiltme suçuna dayanarak şikayette bulunduğu tarafları ve konusu aynı olan dosyanın getirtilerek birleştirilmeleri gerekip gerekmediğinin tartışılmaması hukuka aykırıdır.

DAVA : Ticaret şirketlerinde hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olanların alacaklıları zarara uğratmak kasdiyle ticari işletmenin borçlarını kısmen veya tamamen ödememesi suçundan sanıklar Sezai, Muhsin, Serap ve Şükriye haklarında yapılan yargılama sonucunda sanıklardan Serap ve Şükriye'nin ayrı ayrı İİK'nun 333/a-son maddesi gereğince 7.300.00.- YTL adli para cezası ile cezalandırılmalarına, sanıklar Sezai ve Muhsin'in ayrı ayrı İİK'nun 333/I-a maddesi gereğince 1 'er yıl hapis ve 7.300.00' er YTL adli para cezasıyla cezalandırılmalarına karar verilmiş, hüküm sanıklar ve sanık vekili tarafından temyiz edildiğinden,Yargıtay C.Başsavcılığı'nın bozma istemli tebliğnamesiyle dosya daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
KARAR : 1- Sanıklardan Serap'a gıyabi kararın 23.1 1.2007 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen, hükmü 1412 sayılı CMUK'nun 310/1. maddesinde öngörülen bir haftalık süre geçtikten sonra temyiz ettiğinden, 5320 Sayılı Kanunun 8. maddesiyle yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 317. maddesi uyarınca temyiz isteminin REDDİNE,
2- Hükümden sonra 08.02.2008 tarih ve 26781 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5728 Sayılı Yasanın 562. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK'nun 231. maddesinin 5. fıkrası hükmünün uygulanabilmesi için öncelikle anılan yasanın 231. maddesinin 6. fıkrasının ( c ) bendinde belirtilen, "suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi"nin gerekmesi, diğer taraftan İcra ve İflas Kanunu'nun 354. maddesinde "Kanunun bu babında yazılı suçlardan takibi şikayete bağlı olanların müştekisi feragat eder veya borcun itfa edildiği sabit olursa dava ve bütün neticeleri ile beraber ceza düşer" hükmü ile sağın üzerine atılı bulunan eylemin yaptırım altına alındığı İcra ve İflas Kanunu'nun 333/a maddesinde, "alacaklının şikayeti"nin aranması karşısında, atılı suçtan dolayı 5271 sayılı CMK'nun 231. maddesinin 5. fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmesi mümkün değildir. Eş anlatımla, borçlu sanıklar alacaklının zararını giderdiğinde yani borçlarını ödediklerinde İcra ve İflas Kanunu'nun "354. maddesi uyarınca davanın ve bütün neticeleri ile cezanın düşmesine karar verilmesi zorunluluğu nedeniyle 5271 sayılı CMK'nun 231. maddesinin 5. fıkrasının somut olayımızda uygulama yeri bulunmamaktadır. Tebliğnamedeki bu yöndeki bozma düşüncesine açıklanan nedenlerle iştirak edilmemiştir.
3- Müşteki vekili 26.04.2004 havale tarihli şikayet dilekçesi ile M. Seyahat Limited Şirketi'ni temsile yetkili olan sanıklar Sezai, Muhsin, Meral, Serap ve Şükriye haklarında anılan şirkete ait araçları muvazaalı bir şekilde yine sanıklardan Muhilin, Meral ve Şükriye'nin kurucusu ve ortağı bulundukları G. M. Seyahat Limited Şirketi'ne sattıkları iddiasıyla İcra ve İflas Kanunu'nun 331. maddesiyle cezalandırılmaları istemiyle şikayette bulunmuş, yine dairemizin 2009/581 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde ise "aynı iddialarla 24.05.2004 havale tarihli dilekçe ile de sanık Serap dışındaki diğer sanıklar hakkında İcra ve İflas Kanunu'nun 331. maddesiyle cezalandırılmaları talebiyle şikayette bulunduğu ve Ankara 5. İcra Mahkemesi'nce yapılan yargılama sonunda 10.10.2007 tarih, 2006/808 Esas ve 2007/2633 sayılı kararla sanıklar Sezai, Muhsin ve Şükriye'nin İİK'nun 331/1. TCK' nun 52. maddesi gereğince cezalandırılmalarına karar verildiği, somut olayda ise mahkemece adı geçen sanıkların eyleminin 11K'nun 333/a maddesinde düzenlenen suç tipine uyduğu gerekçesiyle sanıklar Sezai ve Muhsin'in İİK'nun 333/a-l maddesiyle 1 'er yıl hapis ve 365 gün adli para cezası ile, diğer sanıklar Meral, Serap ve Şükriye'nin ise İİK'nun 333/a-son maddesi uyarınca 365'er gün adli para cezasıyla cezalandırılmalarına karar verildiğinin anlaşılması karşısında öncelikle tarafları ve konusu aynı olan Ankara 5. İcra Mahkemesi'nin 2006/808 Esas sayılı dosyası getirtilerek birleştirilmeleri gerekip gerekmediğinin tartışılmaması,
4- Suç tarihi itibariyle uygulanması gereken 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun "Ticari işletmede yöneticinin sorumluluğu" başlıklı 333/a-l. maddesindeki "Ticaret şirketlerinde hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olanların alacaklıları zarara uğratmak kastiyle ticari işletmenin borçlarını kısmen veya tamamen ödemeyerek alacaklıları zarara soktukları takdirde, bu işlem ve eylemlerin başka bir suç oluşturmaması halinde, alacaklının şikayeti üzerine altı aydan iki yıla kadar taapis ve dört milyar liradan dörtyüz milyar liraya kadar ... " cezalandırılacağı şeklindeki düzenlemeden de anlaşılacağı üzere, sanıkların işlem ve eylemlerinin "başka bir suç oluşturmaması halinde" anılan maddenin uygulanması söz konusudur. Borçlu şirket G. M. Seyahat Limited Şirketi ortağı olan sanıkların haklarında Gölbaşı Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılan tazminat davasının yargılaması devam ederken ara kararı ile 33 XX ... 5, 33 XX ... 2, 33 XX ... 8, 33 XX ... 9, 33 XX ... 5, 33 XX ... 7 plaka sayılı araçların üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verildiği tarihe yakın bir tarihte sanıklardan Muhsin, Meral ve Şükriye'nin M. Seyahat Limited Şirketi'ni kurdukları ve şirketin 13.05.2003 tarihinde tescil edildiği, 30.06.2003 tarihinde Muhsin ve Meral'in M. Seyahat Limited Şirketi'ndeki hisselerini Sezai'ye devrettikleri, bu kararın 13.07.2003 tarihinde tescil edildiği, yukarıda plaka numaraları belirtilen ve haklarında ihtiyati tedbir kararı verilen anılan şirkete ait otobüslerin 10.06.2003, 12.06.2003, 18.06.2003 ve 23.06.2003 tarihlerinde noter kanalı ile sanıklardan Muhsin, Meral ve Şükriye'nin kurucusu ve ortağı oldukları G. M. Seyahat Limited Şirketi'ne satıldıkları, bu nedenle de araçlar üzerine ihtiyati tedbir konulamadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca sanıkların eylemlerinin İcra ve İflas Kanunu'nun 331. maddesinin 1. fıkrasında yaptırım altına alınan alacaklısını zarara uğratmak kasdiyle mevcudunu eksiltmek suçuna uyduğu gözetilmeksizin aynı yasanın 333/a maddesiyle cezalandırılmalarına karar verilmesi,
Kabule göre de;
5- 5252 sayılı TCK'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 9/3. maddesinde yer alan "lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir" hükmü karşısında, suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 2004 sayılı İİK'nun 333/a. maddesi ile 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5358 sayılı İİK'nun 333/a maddesi ve 765 ile 5237 sayılı TCK'nunların ilgili hükümleri olaya uygulanıp, leh ve aleyhteki hükümleri ayrı ayrı ele alınarak, ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması, cezanın bireyselleştirilmesine ilişkin hükümlerin de kararın gerekçe bölümünde tartışılıp sonucuna göre lehe yasanın belirlenmesi gerekirken denetime olanak vermeyecek şekilde hüküm tesisi,
6- Ankara 5. İcra Mahkemesi'nin 2006/808 Esas sayılı dava dosyasındaki nüfus kayıt örneğinden sanık Meral'in 21.10.2006 tarihinde öldüğünün anlaşılması karşısında 5237 sayılı TCK'nun 64. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davanın düşürülmesi yerine İİK'nun 333/a-son maddesi gereğince 365 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmesi,

yarx

SONUÇ : Yasaya aykırı olduğundan temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle hükmün istem gibi BOZULMASINA, 02.03.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder