T.C.
YARGITAY
CEZA GENEL KURULU
E. 2006/6-328
K. 2006/323
T. 26.12.2006
• TAKSİRATLI İFLAS (
Sonradan Yürürlüğe Giren Yasa ile Suçun İşlendiği Zaman Yürürlükte Bulunan
Yasaların Hükümlerinin Farklı Olması Halinde Failin Lehine Olanın
Uygulanmasının Gerekmesi )
• LEHE OLAN YASANIN
UYGULANMASI ( Suçun İşlendiği Zaman Yürürlükte Bulunan Yasa ile Sonradan
Yürürlüğe Giren Yasaların Hükümlerinin Farklı Olması Halinde Failin Lehine
Olanın Uygulanmasının Gerekmesi )
• 65 YAŞ ÜZERİ SANIK
( 5237 Sayılı Yasa Gereğince Geçmişte Hapis Cezasına Mahkum Olmayan ve Suç
Tarihinde Altmış Beş Yaşını Doldurmuş Bulunanlara Verilen Bir Yıl veya Daha Az
Süreli Hapis Cezasının Adli Para Cezasına veya Seçenek Tedbirlere Çevrilmesi )
ÖZET : Ceza Hukukumuza hakim
olan genel prensip, suç tarihinde yürürlükte olan ceza yasasının
uygulanmasıdır. Ancak gerek 765 sayılı Türk Ceza Yasasının 2/2., gerek 5237
sayılı Türk Ceza Yasasının 7/2. maddesinde bu genel prensibe istisna getirilmiş
ve suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan yasa ile sonradan yürürlüğe giren
yasaların hükümlerinin farklı olması halinde, failin lehine olanın uygulanması
kabul edilmiştir.
DAVA : Sanık Ali İhsan
Erdemci'nin taksiratlı iflas suçundan 765 sayılı TCY'nın 507 ve 522. maddeleri
uyarınca 1 ay 5 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin İstanbul 6.
Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 01.11.2002 gün ve 323-1277 sayılı hüküm sanık
müdafiinin temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesinin
28.11.2005 gün ve 17497-10872 sayılı kararı ile onanmıştır.
İstanbul C.Başsavcılığı İnfaz Bürosunun yasa yoluna
başvurulmasını istemesi üzerine Yargıtay C.Başsavcılığı 11.12.2006 gün ve
285720 sayı ile;
"Suçtan sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı Yasanın
50/3. maddesi uyarınca 'suç tarihinde 65 yaşın üzerinde olan sanıkların 1 yıl
ve daha aşağı süreli hapis cezalarının 50. maddede yazılı tedbirlerden birine
çevrilmesinde zorunluluk bulunmasına' göre, suç tarihinde 65 yaşın üzerinde
olan, geçmiş mahkumiyeti bulunmayan ve 1 ay 15 gün hapis cezası ile
hükümlendirilen sanık hakkında 5237 sayılı Yasanın 162 ve 50/3. maddeleri
uyarınca yapılacak uygulamanın sanığın daha lehine olacağı" görüşüyle
itiraz ederek, Özel Daire onama kararının kaldırılmasını, Yerel Mahkeme
hükmünün bozulmasını istemiştir.
Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle,
Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR :
Sanık Ali İhsan Erdemci'nin taksiratlı iflas suçundan
dolayı 765 sayılı TCY'nın 507 ve 522. maddeleri uyarınca 1 ay 5 gün hapis
cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiş, sanık müdafiinin temyizi üzerine
Özel Daire, mahkemenin 765 sayılı Yasaya göre gerçekleştirdiği uygulamanın,
hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı TCY'nın 162. maddesiyle
karşılaştırıldığında daha lehe sonuç verdiğini kabul ederek hükmü onamıştır.
Yargıtay C.Başsavcılığı ise, 5237 sayılı Yasaya göre
gerçekleştirilecek uygulamanın 765 sayılı Yasaya oranla daha lehe sonuç
vereceğini belirterek itiraz etmiştir.
Ceza Hukukumuza hakim olan genel prensip, suç
tarihinde yürürlükte olan ceza yasasının uygulanmasıdır. Ancak gerek 765 sayılı
Türk Ceza Yasasının 2/2., gerek 5237 sayılı Türk Ceza Yasasının 7/2. maddesinde
bu genel prensibe istisna getirilmiş ve suçun işlendiği zaman yürürlükte
bulunan yasa ile sonradan yürürlüğe giren yasaların hükümlerinin farklı olması
halinde, failin lehine olanın uygulanması kabul edilmiştir.
Sanığa yüklenen taksiratlı iflas suçu, hükümden sonra
01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Yasasının 162.
maddesinde düzenlenmiş ve ceza yaptırımı olarak 2 aydan bir yıla kadar hapis
cezası öngörülmüştür. Yasanın 50. maddesinin 3. fıkrası ise, geçmişte hapis
cezasına mahkum olmayan ve suç tarihinde 65 yaşını doldurmuş bulunanlara
verilen bir yıl veya daha az süreli hapis cezasının, adli para cezasına veya
maddede öngörülen tedbirlerden birine çevrilmesi zorunluluğunu getirmiştir. Bu
durumda, 17.04.1931 tarihinde doğmuş olup, suç tarihi olan taksiratlı iflas
kararının verildiği 31.05.2000 tarihinde 69 yaşında olduğu belirlenen ve geçmiş
mahkumiyeti bulunmayan sanık hakkında, hükümden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı
Türk Ceza Yasasının 162 ve 50. maddeleri uygulanarak saptanacak adli para
cezası veya güvenlik tedbirinin, mahkemenin suç tarihinde yürürlükte bulunan
765 sayılı Türk Ceza Yasasının 507 ve 522. maddelerini uygulayarak hükmettiği 1
ay 5 gün hapis cezasına nazaran daha lehe bir yaptırım olduğu anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının
kabulüne, Özel Daire onama kararının kaldırılmasına, yerel mahkeme hükmünün
bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 28.11.2005 gün ve
17497-10872 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3- İstanbul 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 01.11.2002 gün
ve 323-1277 sayılı kararının BOZULMASINA,
4- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay
C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 26.12.2006 günü oybirliği ile karar verildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder